SlideShow

0

Sırrı Süreyya Önder'in arkasında bir Zayıf Halka...

oyumu özgürlük ve demokrasi platformu'na, platformdan dolayı değil sırrı süreyya'dan dolayı vereceğim.


"platform'a rağmen" değil anlatmak istediğim, platformu bilmiyorum sırrı süreyya önder'i biliyorum. o ne zaman çok kızar, ne zaman çok güler,  ne zaman çok üzülür, ne zaman çaresiz hisseder bilirim gibi geliyor.


ama daha önce de yazmıştım; bir oluşum'a bir kişiye bağlanabilme yetimi yıllar önce fenerbahçe'yi tutma kararım sonrasında yitirdim, kotam doldu sanırım. başka hiç bir kişi ya da kuruma bağlanamayan, kitlesel hareketlere katılamayan, üye olamayan, üye olsa da, bağlı olamayan bir adam oldum çıktım. 1 mayıs'ta içinde bulunduğum grupla slogan atarken, havaya kaldırdığım yumruk benim değilmiş gibi, yabancı gelir indiririm.


tezahürat ederken tribünde sesten, kalabalıktan uzaklaştığım çok olmuştur.


sırrı süreyya'yı dün gece siyaset meydanı'nda izlerken yine aynı şeyi yaşar gibi oldum. 3 saatin sonunda, daha emin ama daha az bağlı olarak kalktım televizyonun başından. siyasi açıdan en çok bağlı hissettiğim adam hakkında soru işaretlerim vardı artık.


anadilde eğitim artık ülkücülerin bile dillendirdiği bir istek. bunu zaten geçiyorum.


emek, barış, özgürlük söylemleri içi ne kadar söylenirse söylensin içi boşaltılamayacak söylemlerdir. ne kadar çok dillendirilirse o kadar iyidir.


Kürt sorunu, işkenceler, darbeler, akp'nin bir statüko aracı haline gelmesi, böyle şey mi olur bu devirde'ler, insan hakları, açlık, yoksulluk, işsizlik, adam kayırma, dini alet etme, yobazlık, kadını hiçe sayma falan filan... bunların tamamında hemfikirim sırrı süreyya ile. hatta fikrimi değerli kılan, dinlenilir kılan şey kendisi gibilerin anlattıkları, yaşadıklarıdır.


bu yüzden olmalı o mecliste.


ancak buraya kadar bir mürid huzuru, sükuneti içerisinde dinleyen kendimden bana bir soru geldi, 
fikirleriniz aynı, peki sınırınız?

"BİJİ KÜRDİSTAN"

ben kürdistan'ı pkk'nın ve bu söylemi kullanan diğer kişilerin bir istekten çok bir metafor, bir simge olarak kullandıklarını düşünüyorum. şu anda böyle bir ayrılmanın, belki en saçma yerden, fayda açısından bakıldığında dahi elle tutulur bir istek olduğunu düşünmüyorum.


barış olsa, bölgeye yatırımlar olsa, mesela bir trakya seviyesine gelse bölge. ve deseler ki "biz ayrılıyoruz". ne hissederdim diye sordum kendime?  hiç. orda yaşayan insanların ne umursadığından başka hiçbir şeyi umursamayacağım için, hiç bir şey hissetmezdim.


"SAYIN ABDULLAH ÖCALAN"


"sayın abdullah öcalan" ...işte asıl farklılık burada başlıyor. terör şart mıydı? elbette. bu gün siyaset yapabiliyorsa kürtler,  kürt olabiliyorsa kürtler., bu pkk sayesinde olmuştur. nefret'le de olsa ülke gündeminde yer edinebilmiş, sahi ne istiyor bu adamlar dedirtmiştir sonunda. terör zaten böyle işler dünyanın her yerinde. teröristler intikam için öldürmezler, talep etmek için terör yaratırlar.


ancak yine de "kürt halkının lideri sayın abdullah öcalan" diyemiyorum, sırrı süreyya'nın bu söylemini haklı çıkaramıyorum vicdanımda. her ne kadar konu özgürlük hak ve talepleri olduğunda naif bakış açısının karşısında olsam da kurunun yanında yaşın da yanabileceğini kabul etsem de.


bunu kabul ederken, daha doğru ellerde bu kürt hareketi çok daha az can kaybıyla daha kısa sürede sonuç alabilirdi. örneğin şu andan itibaren tamamıyla siyasi arenaya taşınması, pkk'nın belki "bakın yine aynısı olur" tehdidi için varlığını sürdürmesi gerekirken, siyasi arenadakilerin ellerini zayıflatmaktan başka bir işe yaramamakta ne yazık ki.




ÖNCE KÜRTLER SONRA SOSYALİZM


en büyük soru işaretlerim sırrı süreyya önder ile"önceliğimiz kürtler" noktasında.
bir sosyalistin öncelikleri hakkında ahkam kesecek değilim hele ki bu kişi sırrı gibi bir adamsa. ne yazık ki vekil edebilecek başka bir sosyalist oluşum olmadığı ve bu oluşumun önceliği "kürt sorunu" olduğu için Sırrı Süreyya'nın da bu rüzgara kapılıp gittiğini düşünüyorum. dün gece biri  hes'ler hakkında niye konuşmuyorsunuz, sınıfsal farklılıklar, gelir adaletsizliği sizin sosyalizminize girmiyor mu manasında bir şeyler sordu. kayda değer bir yanıt vermedi. ama ne düşündüğünü biliyor ya da tahmin ediyor olduğum için, içim rahat ne düşündüğü konusunda. o ufuk açar bize bu konularda. 


kürt sorunu  içerisinde kaybolmasından korkmuyor değilim. içinde kaybolabileceğini bile bile göze aldığını düşünüyorum da aynı zamanda. "barışa en ufak bir katkısı olacaksa" diye çıktığı bu yolculukta sonuna kadar destekçisi olduğumu not düşeyim istedim. 


uzun uzun not düşeyim istedim.



0 yorum:

Yorum Gönder