Ben zayıf halkayım, eğer bahsedilebilirse bir zincirden en zayıf halkasıyım bu zincirin. umarım toplam gücü en zayıf halkanın gücüne eşit/bağlı değildir bu kez.
Her isyan, adalet ister, değişim ister ve bu isteklerinin gerçekleştiği ana duyulan özlemle bu umutla ayakta durur.
umuda dayanır.
cemaatler ya da yel değirmenleri, hükümetler ya da vatandaş da denilen kullar... karşında kim olursa olsun, ne kadar güçlü olursa olsunlar isyan isyandır ve umut taşır.
Ne yalan söyleyeyim düşünsel olarak da zaman zaman eylemsel olarak da parçası olduğum/olacağım bu adalet isteğinin en zayıf halkasıyım. Umut taşımıyorum içimde. Değişime, bunu yapanların, tertipleyenlerin cezalandırılacağına en ufak bir paye vermiyorum.
yine de...
daha önce çok defa yazdım üşengeçliğe, aylaklığa, hareketsizliğe övgüler bu blogda.
ama şimdi o zaman değil sanki...
bir şeyler dürtüyor beni, git diyor, bir kişi bir kişidir diyor, yumruğunu havaya kaldır, bağır bağırabildiğin kadar diyor...
Bu yüzden pazar günü saat 12.00 de galatasaray'da buluşulmalı, bağırılmalı...
hikayeyi bilirsiniz, çocuğum bana "baba sen o zaman ne yaptın bunu durdurmak için" derse ağzının ortasına yapıştırırım bir tane, pis dalarım o çocuğa. tutup da demem ki gittim ben bağırdım, anlattım, çabaladım ama neyi değiştirdi ki. bak işte değiştirmedi demem.
bunu çocuğuma dememek için bile olsa, ağzına vurma hakkını elde etmek için bile olsa sadece, pazar günü galatasaray'dayım.
Gazetecilere Özgürlük Platformu'yla birlikte. 12.00'de.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder