doksan bir- doksan iki..
annem aydınlı olduğu için her sene yaz tatillerinde aydın'a gidiyorum. çorlu'dan iki otobüsle 12 saat. istisnasız her iki otobüste de 1’er kez kusuyorum.. otobüs selçuk'tan geçerken gördüğüm efes tabelası, kültürel geziye çıkmış bir turist hissi uyandırıyor bende. 10-11 yaşındayım ve gece yolculuğunda uzaktan görünen her şehir ve kasaba ışıkları anlamsızca hüzünlendiriyor beni.
atilla ercan ile sanırım ayşegül atik’in “otobandan” kasedi çalıyor sürekli otobüste. bu şarkı 34 numaradaki yolcuya gelsin, esmeray “gel teskere” diyor. ben walkmanimde -walkmanimle birlikte hediye edilen- ilhan irem dinliyorum.
önceki hayatımda biri beni fena incitmiş sanırım. ne pis bir duygusallıkmış bu be. 10-11 yaşında bir veledin ilhan irem’'e eşlik edip anlasanaaaa diye şarkı söylemesinden daha itici bir görüntü düşünemiyorum.
çorlu'yu bilmiyor aydın'daki arkadaş tayfam. istanbullu'yum onlar için. ve istanbul'u kafalarında nasıl hayal ediyorsa o çocuklar, her hareketimi süzüyorlar, ha desem parka gelirler benimle yanaktan öptürmek için. ha demiyorum.
her sene başkasına aşık olup dönüyorum aydın'dan ama o sene burcu diye bir kız var. sapsarı saçları beline kadar ve mavi gözlü. rüya gibi.. yakantop oynarken birbirimizi vurarak, istop'ta isimlerimizi söyleyerek flört ediyoruz. bir apartman boşluğuna toplanıp şarkılar söylediğimiz bir akşam açılıyorum ona.
sürgün gibi masallardaaa… benzeri cümleler kuruyorum.. ilhan irem'e ait olduğunu söylemiyorum şarkının.. çünkü gözlüklü ve tipsiz bu adamı dinlediğimi bilmesin istiyorum burcu'nun..
ben diyorum anadolu lisesi'ni kazanıcam aydın'da .. bu cümle açıyor tüm kapıları. aradan günler geçtikçe parka gidip yanaktan öpüyoruz birbirimizi. hergün ikişer kez.
sonra onun hakkında ilginç bilgiler geliyor mahallenin kızlarından. saçlarını oksijenle sarartıyomuş diyorlar. korkuyorum, bilmiyorum ki nasıl olduğunu. normalde siyah saçlı ve kafasının yara bere içinde olabileceğini bile düşünüyorum.. hatta çaktırmadan o oturuken ayağa kalkıp bakmayı da deniyorum.
bu bilgi zaten aklımı bulandırmışken mahalledeki kızlar diyorlar ki; burcu kata yapmasını biliyor, karate kursuna gidiyor.
aman allah'ım.. bu kız beni dövebilir. bunu kendime itiraf ettiğim anda soğumaya başlıyorum. yakan topta attığım toplar daha yumuşak, renkli istop'ta onun üzerinde bulunan renklerden yapıyorum seçimimi.. bildiğin korkuyorum o'ndan.
sonra cesaretlenip bir gün, diyorum ki sen kata biliyormuşsun hadi yap bakalım.. o da diyor hay hay.. eyvah sıçtık şimdi kız uçup ters dönüp dap dapduket yapıcak bize. yapmaya başlıyor. o da ne kata dediğin şeyi şirin baba bile yapar.
sağa sola saçmasapan yumruklar.
korkum geçiyor.
garaja gelip uğurluyor beni burcu. ananem'lerin yanında. ananem gelinim diye seviyor onu..
anadolu lisesi'ni kazanıcam diyorum merak etme hep birlikte olucaz.
kasedi anlasana’nın bu kısmına alıp ona veriyorum giderken:
ayrılıkların da sonu var
bir gün çıkıp geleceksin
içimde bir umut vaaaar…
2 yorum:
ahmet istop oynuyor;orda bişeyler olmuş olabilir :))
Yorum Gönder